7 Mayıs’ta, ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee’nin Batı Şeria’da Ramallah’ın kuzeydoğusunda bulunan Şilo yerleşim yerindeki beş kızıl ineği ziyaret ettiğine dair görüntüler yayıldı. Bu inekler, “kurban ve ölülerin necasetinden arınma” ritüeli için hazırlanıyor. Bu dini engelin kaldırılmasıyla, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları tırmandırmak ve buradaki baskıncıların sayısını artırmak hedefleniyor. Peki, ABD büyükelçisini böyle detaylı bir Yahudi ritüeli neden bu kadar ilgilendiriyor?
Aslında bu, ABD’li yetkililerin radikal Tapınak Gruplarının Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirme ve kimliğini değiştirme yönündeki etkinliklerine fiilen ilk ortak oluşu değil. Zira Trump’ın önceki başkanlığı döneminde Ortadoğu Özel Temsilcisi olarak görev yapan Jason Greenblatt ve onunla birlikte görev yapan dönemin ABD Tel Aviv Büyükelçisi David Friedman, 2019 yılında Sara Netanyahu ile birlikte Silvan’da Mescid-i Aksa’nın çevresini Yahudileştirme kazılarından biri olan “Hacılar Tüneli”nin açılışına katılmışlardı. Hatta Friedman o dönemde Silvan’daki tünelleri ABD mirası olarak nitelendirmişti.
Büyükelçinin ziyaret ettiği kızıl inekler bizzat ABD’den geliyor. Teksaslı Evanjelik bir çiftçi olan Byron Stinson, bu inekleri temin etme görevini gönüllü olarak üstlenmişti. Ancak Stinson’un bu inekleri satın almakla kalmayıp, genetik mühendisliği yoluyla bizzat tamamen kızıl olmalarını sağladığı yönünde şüpheler mevcut. Şu anda ise, bu hayvanlara Şilo’daki yerlerinde yine ABD’li bir çiftçi olan Larry Borntrager bakıyor. ABD merkezli Evanjelik Hristiyan yayın ağı CBN, bu kızıl ineklere dair en yoğun ilgiyi gösteren medya kuruluşu olarak öne çıkıyor. Bu ineklere olan ilgi sadece birkaç aktivistle sınırlı değil. Zira projenin başındaki haham Yitzhak Mamo, 2024 yılının Ocak ayında ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’un öncülüğünde Washington’daki en büyük Evanjelik buluşmalardan birine konuk olarak katılmıştı.
ABD’den gelen tüm bu yoğun sistematik siyasi desteği, Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve tüm Batı Şeria’nın kimliğini değiştirmeye yönelik çabalarla birleştiren ortak payda, bu kişilerin Siyonist Smotrich ve Ben-Gvir gibi isimlerle benzer kurtuluş fikrine inanmalarıdır. Evanjelik Hıristiyanlık, Mesih’in geri döneceğine ve bu dönüşün insanlığı kurtaracağına inanır. Bu dönemde Mesih’in bin yıl boyunca yeryüzünde hüküm süreceği ve bunun “Bin Yıllık Mutluluk Çağı” olacağı savunulur. Öte yandan, Smotrich ve Ben-Gvir’in bağlı olduğu Dini Siyonizm ise Tanrı’nın “İsrail halkını kurtarmak” ve “diğer milletleri bu halkın boyunduruğu altına almak” için göndereceği “kurtarıcı Maşiyah”a inanır. Her ne kadar bu iki akım kurtarıcının kimliği konusunda ayrılsa da, onun gelişini hızlandırmak gerektiği fikrinde birleşmektedirler.
Hıristiyan Siyonizmi, kurtarıcının gelişini hızlandırmayı; ahlaki çöküş, eşcinsellik, dinden uzaklaşma, tekelleşme ve yolsuzluk gibi başlıkların çözümü olarak görür. Bu başlıklar aynı zamanda, Hristiyan değerleri üzerinden ABD’de beyaz ırkın üstünlüğünü yeniden tesis etme çabalarının üstü kapalı söylemleridir. Öte yandan, Smotrich ve Ben-Gvir’in bağlı olduğu Dini Siyonizm, kurtarıcının gelişini hızlandırmanın, çatışmayı nihai olarak çözmenin, düşmanlığı sona erdirmenin ve siyonist oluşumun varlığını Tanrı’nın dayattığı mucizevi bir hakikat olarak ebedileştirmenin tek yolu olduğuna inanır. Böylece Siyonistlerin bu varlık için sonsuza dek savaşmalarına gerek kalmayacaktır. Buna göre savaş uzadıkça kurtarıcının gelişi daha da elzem hale gelmektedir.
Her iki taraf da kurtarıcının gelişinin, Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerde Tapınak’ın yeniden inşa edilmesine ve tüm Filistin topraklarının Yahudileştirilmesine bağlı olduğunu savunmaktadır. Fiiliyatta, Dini Siyonizm artık en büyük destekçilerini seküler Yahudilerden değil, Evanjelik Hristiyanlardan bulmaktadır. Mike Huckabee de bu kişilerden biridir. Bu yüzden Huckabee bugün Batı Şeria’daki bir yerleşim yerini ziyaret eden ilk ABD büyükelçisi olmuştur. Huckabee’nin dini anlamı olan bir yerleşim yerini ziyaret etmesi ve ziyaretini kızıl ineklerden başlatması, bugün Batı Şeria ve Mescid-i Aksa’da kontrolün tamamen ele geçirilmesi için Smotrich’ten bile daha hevesli olduğunu göstermektedir.
Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Ziyad Ibhais tarafından kaleme alınmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.
