Written by Görüş

İşgal Devleti, Polislerini Mescid-i Aksa’da İbadet Edenlerin Arasına Yerleştirerek Neyi Amaçlıyor? 

Ramazan ayının gelişiyle birlikte İşgal polisi ve özel kuvvetler işgal altındaki Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da namaz kılanların arasına karışmaya çalışmakta. 7 Ekim 2023 Gazze’deki soykırım savaşının başlamasından bu yana Cuma namazlarında daha sık gördüğümüz bu durum özellikle sabah, yatsı ve teravih namazlarında kendini göstermektedir.. 

İşgal kuvvetlerinin piyade askerleri Mescid-i Aksa’nın avlularında dolaşırken görülmekte, ancak özellikle önceki yıllarda Ramazan ayında yerleşimci baskınlarına karşı koymasıyla ünlenen Kıble Mescid’ine bakan kemerlerin altında varlıklarını yoğunlaştırmaktadırlar. 

Al Jazeera Net’e konuşan akademisyen ve Mescid-i Aksa’nın eski medya ve halkla ilişkiler sorumlusu Abdullah Maruf, Gazze’ye yönelik savaşın başlangıcından bu yana İşgal polisinin Aksa’ya yaklaşımında radikal bir değişiklik gözlemlendiğini belirterek, “Özellikle Cuma ve teravih gibi önemli namaz vakitlerinde ibadet edenleri kışkırtacak şekilde Mescid-i Aksa’nın içinde sürekli bir varlık dayatma eyleminde olduklarını söylemiştir.” 

İmaj ve Kontrol 

Maruf, işgal makamlarının bu önlemle Mescid-i Aksa’nın fiili denetleyicisi oldukları imajını empoze etmeye çalıştıklarını ve ayrıca buradaki Müslüman kalabalığı yönetenlerin kendileri olduğu mesajını vermek istediklerini dile getirmektedir. 

Kudüslü akademisyen bunu, polisin bu kutsal mekana yaklaşım biçiminde tehlikeli bir değişim olarak nitelendirmekte ve işgalin bu yolla Mescid-i Aksa üzerinde tek idari ve siyasi otorite olarak varlığını tesis etmek istediğini belirtmektedir. 

Maruf, “Tehlike, bu eylemlerin İslami Vakıflar Dairesi’nin ayağını kaydırması ve rolünü tamamen etkisiz hale getirerek, onu Aksa’nın yöneticisi olmaktan ziyade Mescid-i Aksa’daki bazı Müslüman işlerinin yöneticisi haline getirmesinde yatıyor” dedi. 

Köklü Değişimler 

İşgalcilerin Aksa’daki davranışları göz önüne alındığında Abdullah Maruf, meselenin Mescid-i Aksa’nın denetiminin tamamen işgalcilerin eline geçmesi noktasına varabileceğini, bunun da Aksa’da bir sinagog inşa ederek statükoyu değiştirme girişimi de dahil olmak üzere köklü değişiklikler yapmanın bir başlangıcı olabileceğini belirtmektedir. 

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi, Beytül Makdis çalışmaları uzmanı Abdullah Maruf: “Bu bağlamda işgal devletinin niyeti açık olmakla birlikte bu noktaya gelebilmek için iki yıldan uzun bir süredir hazırlanıyor. Asıl niyeti ise var olan ateşkesten ve mevcut ortamdan faydalanarak planını en hızlı şekilde bölgenin tamamına uygulamaktır” dedi. 

Tüm bunlar göz önüne alındığında Maruf, Mescid-i Aksa meselesini aslına uygun olarak ele almak gerektiğine inanmaktadır; zira mesele öncelikle işgalcilerin bu kutsal mekâna girmesine ve burada namaz kılmasına izin verdiği sayılarla ilgili değildir; daha ziyade işgalcilerin Aksa’daki varlığı ve egemenliği ile Mescid-i Aksa’nın işlerine ve yönetimine müdahil olması fikriyle ilgilidir ve ele alınması gereken asıl mesele de budur. 

Arama ve Yıldırma 

İşgal polisi, ibadet edenlerin arasına sızmanın ve onların arasında dolaşmanın yanı sıra, kendi plakalarını taşıyan elektrikli araçlarla dolaşmaktadır. 

Ramazan ayının başında İşgal polisi, Müslümanların işlerine ve ibadetlerine bariz bir müdahalede bulunmuş ve itikafa yalnızca Ramazan ayının son on gününde izin verildiğini iddia ederek, ayın başından bu yana itikaf yapma girişimlerini engellemek ve teravih namazlarından sonra ibadet edenlere izin vermemek amacıyla mescitleri ve meydanları kasıtlı olarak aramıştır. 

Bir başka tehlikeli önlem olarak, geçen Ramazan ayında İşgal polisi, son on günü itikaf çadırları arasında dolaşarak geçirmiş, Kudüs’e ulaşması engellenen Batı Şeria bölgesinden iki Kıblenin ilkinde itikafa gelen genç erkekleri engellemek için çadırları aradıktan sonra onları kimliklerini göstermeye zorlamıştır. 

Ramazanın ilk cumartesi gününden bu yana onlarca Kudüslü gencin teravih namazını kıldıktan sonra Mescid-i Aksa’dan çıkarken gözaltına alınması ya da telefonla aranarak Aksa’ya gelmemeleri yönünde tehdit edilmeleri ve sözlü olarak sınır dışı edilmeleri nedeniyle, Aksa ve Müslümanlar üzerindeki baskılar devam ederken bu yıl Ramazan ayı da sakin geçecek gibi görünmüyor. 

 

Bu yazı Al-Jazeera’da yayınlanmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.