Gazze Şeridi’nde ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte İsrail medyası ve araştırmacılarının ayın 19’undan beri bahsettiği üzere İsrail’in büyük başarısızlığının gerçek olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Itamar Ben-Gvir’in ve Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) partisinden bazı vekillerin istifası ile İsrail Maliye Bakanı ve dini Siyonizm kurucusu Smotrich ve Ben-Gvir arasında aşikar bir hal alan anlaşmazlık da dikkat çekmektedir. Nitekim ordu komutanı ve güney bölge komutanının istifası İsrail’deki radikal grupların, özellikle de Dini Siyonist hareket için beklenmedik bir gerilemenin oluştuğu yönünde haberleri doğrular niteliktedir.
İsrail’in Gazze’den geri çekilmesi ateşkes anlaşmasıyla başlamamıştır. Aksine, İsrail’in savaş kampındaki bölünmelerden önce Gazze’ye yönelik savaşının başarısızlıkları ortaya çıkmaya başlamış ve İsrail ordusunun savaşta artık yıkmak için yıkmak ve öldürmek için öldürmekten başka net bir hedefi kalmamıştır. Bu bağlamda Manhigut Yahudit hereketi lideri radikal Moşe Feiglin’in geçtiğimiz ağustos ayının sonunda Mescid-i Aksa’ya yaptığı baskında söylediği şu sözler İsrail ordusunun Gazze’deki başarısızlığını kanıtlar niteliktedir: “Hem güney hem de kuzey cephelerinde başarısızlıktan başarısızlığa doğru ilerliyoruz.”
Gazze’ye yönelik savaşın sürdüğü on beş ay boyunca İsrail’de iktidar tüm ipleri elinde tutmaya yaklaşmışken Dini Siyonizm’de oluşan bu gerilemeler, birliğin güçlü sarsılmasına neden olmuş gibi görünmektedir.
Hareketler arasındaki ilk parçalanmalar Ben-Gvir önderliğindeki Yahudi Gücü partisiyle Smotrich’in liderliğindeki Dini Siyonizm koalisyonunun dağılmasıyla başlamıştır. İlki ateşkes anlaşmasını protesto etmek için hükümetten istifa edip koalisyondan çekilirken, ikincisi bu satırların yazıldığı ana kadar savaşın yeniden başlamaması halinde geri çekilme ve hükümeti devirme tehdidinde bulunarak Ben-Gvir’in kendisiyle birlikte hükümetten çekilmesi için yaptığı tüm çağrıları reddetmiştir.
Birçok araştırmacı bu reddedişin sağın hükümette hayatta kalması ilkesiyle ilgili nedenlerden kaynaklandığına inanıyor olsa da ben bunu bu sefer Smotrich’in seçim çıkarlarından başka bir şey olarak görmüyorum. İsrail’de yapılan son anketler Ben-Gvir’e Knesset’te 9 sandalye verirken Smotrich’in partisi Knesset’e girmek için barajı dahi geçememiş durumdadır. Bu nedenle Smotrich, hükümeti devirmek için defalarca yaptığı tehditlere rağmen ilk kez siyasi arenada kalmak için Netanyahu’ya tutunmak zorunda kalmıştır.
Tüm bunlar Ben-Gvir’in Netanyahu hükümetinden ayrılmak için ne kadar hevesli olduğunu göstermekte olup kendisi ve partisi, Netanyahu ve Likud’un yerine geçerek İsrail’in sağ kanadının gelecekteki lideri olmayı planlamaktadır. Nitekim bu da İsrail’deki sağ popülizmininin Ben-Gvir’in kibrinin peşinden koşarken Smotrich’in planlarından ve zekasından uzaklaştığını gözler önüne sermektedir.
Bu durumda, Ben-Gvir’i destekleyen Dini Siyonizm taraftarları, Smotrich’in Batı Şeria’daki yerleşimlerde uzmanlaşmasına karşılık, Ben-Gvir’in uzmanlık alanı olarak gördüğü Kudüs ve Mescid-i Aksa dosyasındaki bu geri çekilmeleri telafi etmeye çalışmalıdır. Bu yöndeki hareketin bölgede olup bitenlerden etkilenmeden istikrarlı bir şekilde devam ettiği ve hatta önümüzdeki dönemde Gazze dosyasındaki açığı telafi etmek için artabileceği oldukça açıktır.
Gazze’de ateşkes anlaşmaları ve müzakereleri sırasında iç çatışmaların en yoğun olduğu dönemde, Yediot Aharonot gazetesi iki hafta önce el yazısı bir Tevrat rulosunun, Batı Şeria’daki Modi’in Illit (Ramallah’ın batısında) yerleşim birimindeki bir dini okula büyük bir kutlama eşliğinde bırakılması ile ilgili bir haber yayınlamıştır. Tevrat rulosunun yerleşim yerine bırakılmasının kutlanmasının nedeni ise inşa edildikten sonra Mescid-i Aksa’nın içindeki sinagoga yerleştirilmesinin önceden planlaması oluşudur.
Tek bir rulo halinde yazılmış Tevrat fikri, bu kopyaların genellikle elle yazıldığı, hazırlanmasının yıllar aldığı ve büyük miktarlarda paraya mal olduğu sinagoglarda alışılagelmiş bir gelenektir. Bu nedenle Tevrat rulosu yazma projesi Yahudi dini geleneğinde önemli bir proje olarak bilinmektedir.
Bahsi geçen rulo Haham Yisrael Elbaum tarafından bağışlanmıştır. Haham aynı zamanda Birleşik Tevrat Yahudiliği parti üyesi ve dindar Haredi olan Bakan Meir Porush’un başında bulunduğu Kudüs İşleri Bakanlığı’nın genel müdürü Shimon Elbaum’un babasıdır. Haham Yisrael – garip bir şekilde – işgal devletinin Hahambaşılığın Yahudilerin Aksa’ya girmesini yasaklayan fetvasına uyarak Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlememektedir.
Buna rağmen Haham bu ruloyu vakti geldiğinde Mescid-i Aksa’ya sokmak için bağışlamıştır. Fakat Radikal Tapınak Grupları ve Dini Siyonizm taraftarları için uygun vakit şuandır. Bunun yanında, kendisini Tapınak Dağı Başkan’ı olarak adlandıran Haham Samson Elbaum (aynı Elbaum ailesinden), Modi’in Illit Yerleşimi’nde yapılan Tevrat rulosu kutlamasında bir sonraki adımın Mescid-i Aksa içinde sinagog inşası olacağını açık bir şekilde dile getirmiştir.
Dini Siyonizm’in önemli bir parçasını oluşturan Tapınak Grupları’na göre Mescid-i Aksa içinde Yahudi sinagogu inşa etmek şu dönemde stratejik bir hedef olarak görülmektedir. Buna ek olarak Tapınak Grupları bu hedefleri temsil edebilecek siyasi gücün şimdiye kadar Hahambaşılığın tutumuna bağlı kalan Smotrich değil eski İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir olduğuna inanmaktadırlar.
Dolayısıyla, Netanyahu’nun Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin’de Demir Duvar askeri operasyonunu ilan ederek Smotrich’e verdiği siyasi rüşvete rağmen, Tapınak Grupları’nın, yakın gelecekte Netanyahu ve Smotrich arasındaki herhangi bir yakınlaşmayı Ben-Gvir lehine sabote etmeye çalışacaklarını söylemek çok da uzak bir fikir değildir.
Tüm bunlar İsrail yönetimindeki iç ayrışmaların Dini Siyonizm’e kadar ulaştığını ve yakında daha da büyüyeceği anlamına gelmektedir. İsrail’de yapılan anket sonuçlarına bakacak olursak-yukarıda da bahsettiğimiz gibi- Smotrich’in Netanyahu’ya şu dönemde Ben-Gvir’in bahsettiğinden daha fazla ihtiyacı olduğunu anlamış görünmektedir.
Aynı şekilde Dini Siyonizm içindeki Ben-Gvir taraftarlarının gelecek dönemde Kudüs’te ve diğer kutsal mekanlarda Ben-Gvir’in sağcı İsrail’de popülaritesini artırmak için tırmanışa geçmeye çalışacaklarını söylesek çok da yanlış olmaz. Buna karşılık Smotrich Batı Şeria’daki askeri operasyonunu yaklaşan seçim döneminde başarısızlıktan kurtulmak ve Knesset’e girmek için onu kurtaracak bir can simidi olarak görmektedir. Nitekim Dini Siyonizm’in belkemiğini oluşturan Batı Şeria yerleşimcileri, özellikle de Radikal Tapınak Grupları’nın kanadı, onun için bir kazanç olacaktır.
Tüm bunların sonucunda, Gazze’deki ateşkes sonrası dönemde odak noktası, beklediğimiz gibi, Smotrich ve Ben-Gvir arasında dürüst olmayan bir rekabet içinde Kudüs ve Batı Şeria olacaktır. Bu durum hem Batı Şeria hem de Kudüs’teki Filistinlilerin, her birinin Filistin halkının bir kesimini ayrıştırmasını önlemek için bu iki tarafa (Ben-Gvir ve Smotrcih) karşı harekete geçmesini zorunlu kılmaktadır.
Bir yanda Netanyahu ve Smotrich’in Batı Şeria’da, diğer yanda Ben-Gvir ve destekçilerinin Kudüs’te ne yapacaklarını beklerken geçen her dakika, işgalin Gazze’deki büyük başarısızlığını telafi etmek ve Gazze’nin yıkılan evleri ve halkının destansı metaneti karşısında perişan olan ordusunun itibarını geri kazanmak istediği gerçek bir felaketin ta kendisidir.
Filistin halkının Batı Şeria ve Kudüs’te harekete geç kalmaları durumunda Dini Siyonizm cephesinin Batı Şeria topraklarında yarım kalan planlarını kuzeyden güneye devam ettirmeleri kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
Beklenilen bu hamle, Cenin’de ve bu savaştaki en önemli kutsalımız olan Mescid-i Aksa pahasına çoktan başlamıştır. ABD Başkanı Donald Trump Dini Siyonizm hareketinin tamamını müttefiki olarak gördüğünden iki partiyle de bir sorunu yoktur. Bu sebeple Smotrich ya da Ben-Gvir cephesinden kimin kazanacağı ile ilgilenmemektedir. Sonuç olarak Filistin halkı kendi topraklarını savunma hususunda sorumluluk alıp kimseden özellikle de yeni Amerikan yönetiminden hiçbir yardım beklemeden harekete geçmelidir.
Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Dr. Abdullah Maruf tarafından kaleme alınmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.