Written by Görüş

İsrail, Turistleri Mescid-i Aksa Baskınlarında Nasıl Kullanıyor? 

Mescid-i Aksa’ya baskın yapan gruplar farklılık göstermektedir. Yerleşimci gruplar ve İşgal devleti unsurlarına ek olarak, Vakıflar Dairesi’nin mescide girme haklarını ellerinden almasının ardından son yıllarda Aksa’ya baskın yapan turistlerin sayısında artış gözlemlenmiştir. Makalemizde turistlerin Aksa baskınlarındaki rolüne, gerçekleştirdikleri en önemli saldırılara ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırganlığın tırmanmasında aşırılık yanlısı grupların rolüne değineceğiz. 

Bu insanların birkaç gruba ayrıldığını tekrar belirtmek isteriz. İşgalin koruması altında Mescid-i Aksa’ya girebilmelerine rağmen birçok turist baskınlara katılıyor. Turistler bunu yalnızca turistik bir gezi amaçlı yapsa da bu durumun ortaya çıkardığı ciddi tehlikeler bulunuyor -bu meseleye ileride değineceğiz-. Özellikle turistlere eşlik eden rehberler için istihdam sağlanmasıyla turistlerin içinde de Siyonizm düşüncesine sahip olan, Tapınak Grupları’nın tezleri doğrultusunda hareket eden, Aksa’ya yönelik baskınlara katılan ve Tapınak fikrini benimseyenler de yer almaya başlamıştır. 

 

Turistleri Kabul Etme Yetkisinin İslami Vakıfların Elinden Alınması 

Mescid-i Aksa’ya turist kabul etme yetkisinin kaldırılması, işgalcilerin Aksa’nın işlerini kontrol altına alma dayatmasının bir parçasını oluşturmaktadır. Aksa İntifadası sırasında, İşgal polisi bu yetkiyi Ağustos 2003’te İslami Vakıflar Dairesi’nin elinden almış ve Eylül 2000’de Aksa İntifadası’nın başlamasından sonra İslami Vakıflar Dairesi Aksa’ya turist girişini durdurmuştur. Sonrasında 20 Ağustos 2004 yılında İşgal Hükümeti tarafından alınan bir kararla, Yahudilerin ve yabancı turistlerin Aksa’ya girişine tekrar izin verilmiştir. Atılan bu adım Aksa baskınlarındaki sayıyı artırmayı hedefliyordu. Söz konusu kararın alınmasından önce ise Meğaribe Kapısı’nda Yahudi bayramlarında sınırlı sayıda yerleşimci baskınlarına izin verilmekteydi. 

Yetkinin Vakıflar Dairesi’nden alınmasının ardından ilk sonuçları İşgal yetkililerinin Aksa’ya giren turistlere herhangi bir kısıtlama getirmemesi olmuştur. Nitekim öncesinde Vakıflar Dairesi gelen turistlere giyim kuşam açısından bir sınırlama getirmekte, yapılan gezileri namaz saatleri arasında düzenlemekte ve turist rehberleri aracılığıyla Mescid-i Aksa’nın gerçek İslami kimliğini anlatmaktaydı. Aynı şekilde, yiyecek ve içecek gibi Aksa’nın kutsallığını ihlal eden her türlü eşyaya ek olarak, kadınların tesettür ve baş örtü şekline, davranışlarına ve Aksa’da çektirdikleri fotoğraflara kısıtlamalar getirmekteydi. 

Mescid-i Aksa ve Halka Açık Arkeolojik Avluları 

İşgal polisi turistlere herhangi bir kısıtlama getirmemiş ve bu kontrolleri sağlamamıştır. Turistler, Aksa avlularını halka açık avlular ya da arkeolojik avlular olarak görerek Mescid-i Aksa’nın kutsallığına ve temsil ettiği şeylere defalarca saldırmıştır. Bu mekansal bölünme planının bir parçası olarak bazı kısımları oyma projesi üzerinden yapılmıştır. İlerleyen süreçte turistlere Tapınak ve Yahudi hakları hakkındaki Yahudi propagandası anlatılmaya başlanmıştır. 

Tapınak Grupları, İşgal polisinin turistlere Aksa turlarında eşlik eden rehberlere resmi pozisyonlar tahsis etme girişimine paralel olarak, turistlerin ve onları etkilemenin öneminin farkına varmıştır. Bu bağlamda Tapınak Grupları 2019 sonunda destekçilerine, İşgal polisi tarafından ilan edilen ve Mescid-i Aksa’daki polislere yardımcı olacak rehberler için bir dizi pozisyona başvurmaları çağrısında bulunmuştur. Yapılan çağrıya göre bu kişilerin görevleri, baskınlara katılanlara ve turistlere eşlik ederek Tapınak, Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki uydurma Yahudi tarihi ile ilgili dini bilgiler ile turist rehberliği sağlamaktı. 

 

İşgal Devleti, Turistleri Neden Aksa Baskınlarına Dahil Etmeye Çalışıyor? 

İşgal kolları turistleri kullanarak Mescid-i Aksa’da kontrolü ele geçirmeyi ve baskıncıların sayısını her geçen yıl daha da artırarak hedeflerini gerçekleştirmeyi istemektedir. Nitekim hedefleri en nihayetinde Aksa’da zamansal ve mekansal bölünmeyi gerçekleştirmektir. Bu bağlamda, turistlerin Aksa’ya girişleri Yahudi yerleşimcilerin neredeyse her gün Aksa’ya düzenledikleri baskınların bir parçasını oluşturmaktadır. İşgal Hükümeti’nin Yahudi olmayan turistleri Aksa’ya sokma çabası, Vakıflar Dairesi’ne kısıtlama getirmeyi amaçlamaktadır. Bu durum işgalin Aksa’daki Yahudi ve turist varlığını yönetirken, Vakıflar Dairesi’nin rolünü yalnızca İslami varlığı yönetmekle sınırlandırdığı anlamına gelmektedir. İşgal, kontrolünün ve varlığının boyutunu genişlettiği ölçüde, Vakıflar Dairesi’nin çalışma alanlarını bir o kadar daraltmış ve işgal kollarının herhangi bir saldırısı karşısında savunmasız bir hale getirmiştir. 

Mescid-i Aksa baskınlarına katılan turistlerin sayısına değinecek olursak; sayıları 2019 yılında 800 bini geçmiştir. Turistlere verilen bu önem, özellikle Mescid-i Aksa ve Filistin karşısında İşgalin propagandasını yaymak açısından çok önemli bir göstergedir. Bu bağlamda bir turistin Mescid-i Aksa’da geçirdiği süre, Siyonist olsun ya da olmasın, Tapınak ve Kudüs’teki Yahudilerin hakları hakkındaki yalan propagandanın ve İşgalle olan tüm çatışmanın empoze edilmesini içermektedir. Nitekim bu durum, Tapınak Grupları’nın turistler için rehberlik yapmaları ve gezilerinde onlara eşlik etmeleri İşgalin uydurduğu propagandanın turistlerin kendi ülkelerine taşımasının önünü açmasıyla daha da artış göstermiştir. 

Mescid-i Aksa baskınlarının içeriğine gelecek olursak, turistlerin baskınlar sırasında farklı gruplara katılmasına izin verilmiştir. Bu grupların ikisini ele alacak olursak bunlardan ilki, turistler tarafından içki ve Tapınak haritalarının içeriye sokulması ve müstehcen fotoğrafların çekilmesi gibi Siyonist saldırıların çoğundan sorumlu olan dindar olmayan Batılı Siyonist grubudur. İkinci grup ise Çin ve Hindistan’dan gelen turist heyetleri gibi Kudüs’ü ziyaret etmeye ilgi duyan yeni gruplardır. 

 

Son Yıllarda Turistler Tarafından Gerçekleştirilen En Önemli Saldırılar: 

28 Mart 2019’da Filistinli kaynaklar, Mescid-i Aksa’daki Kubbetü’s Sahra önünde öpüşen iki turistin fotoğrafına ulaşmıştır. 16 Eylül 2014’te bir turist, Mescid-i Aksa’ya içki getirip içmiştir. Ağustos 2022’de Mescid-i Aksa, kadın turistlerin ve yerleşimcilerin sosyal medyada uygunsuz pozisyonlarda ve uygunsuz kıyafetlerle Aksa’nın kutsallığına saygı göstermeden fotoğraf çektirmelerine ve ayrıca bir turistin videonun arka planında Kubbetü’s-Sahra varken dans etmesine (TikTok uygulamasındaki meydan okumalarına benzer danslar) tanık olmuştur. 

İsrail Kaynaklarına Göre Turist Sayısındaki Artış 

Son yıllarda Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs’e gelen turist sayısında artış görülmüştür. 2017 yılında İsrailli kuruluşlar “Kudüs 5800” projesi için bir dizi yerleşim kuruluşu ile ortaklık kurmuştur. Avusturalyalı iş adamı Kevin Burmester’in 2011’de önerdiği bu proje, içinde Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs’ü, farklı ülkelerden gelen ziyaretçilerle 30 yıl içinde bir turizm merkezi haline getirmeyi amaçlamaktadır. 

Bunun yanında baskınlara katılan turistlerin sayısında Aksa Tufanı’nın ardından büyük ölçüde gerileme yaşanmıştır. 2024 yılında İsrailli kaynaklara göre, Aksa baskınlarına katılan turist sayısı 30 bin 31 iken bu sayı 2023 yılında 363 bin 20 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu da 2024 yılındaki turist baskınlarının sayısının 2023 yılındaki turist baskınlarının yüzde 8,8’ine denk geldiği anlamına gelmektedir. 

Son yıllarda turist sayısında önemli ölçüde artış görülürken, bu sayı 2019 yılında 800 bini aşmıştır. Buna karşın Kovid-19 salgınının yayılması, 2021 yılında Kudüs’ün Kılıcı operasyonunun patlak vermesi ve son olarak Aksa Tufanı operasyonu gibi birçok farklı sebepten dolayı turist sayılarında düşüş yaşanmıştır. İşgal kaynaklarına göre, 2009’dan 2024 sonuna kadar Mescid-i Aksa’ya baskın yapan yabancı turist sayısının gelişimi aşağıdaki gibidir. 

 

2024’te Yeni Bir Dönüm Noktası 

İşgal kollarının turistleri sömürerek Aksa’ya olan saldırılarına devam etmesine rağmen 2024 yılı yeni bir döneme tanıklık etmiştir. Radikal Haham Yehuda Glick liderliğindeki turist gruplar provokatif gezintileri sırasında Mescid-i Aksa’ya saldırmıştır. Aksa’nın içindeki bazı alanlara, özellikle de Yahudi dini kaygıları nedeniyle yerleşimcilerin girmesinin yasak olduğu Kubbetü’s-Sahra’ya defalarca saygısızlık edilmiştir. Turistlere Talmudik açıklamalar sunmanın yanı sıra, 22 Eylül 2024 tarihinde Kubbetü’s-Sahra önünde fotoğraf çektiren sözde Hıristiyan Siyonistlere mensup bir grup Hintli turiste eşlik eden Haham Yehuda Glick, fotoğrafı “İsrail aşığı ile Siyon’da dua” başlığıyla paylaşmıştır. 

Glick, 17 Ekim 2024 tarihinde, Sukot Bayramı’nın ilk günü Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen ve doğu kemerinin basamaklarında Kubbetü’s-Sahra’ya doğru kendi ritüellerini gerçekleştiren Çin’den gelen bir grup Siyonist turiste eşlik etmiştir. Yehuda Glick, 27 Ekim 2024 tarihinde Kubbetü’s Sahra’da bir grup Siyonist turiste açıklamalarda bulunmuştur. Kudüs kaynakları Glick’in burada bulunduğu süre zarfında Muhammed Bey Kubbesi’nin önünde durarak açıklamalarda bulunduğunu, konuşması sırasında megafon kullandığını ve turistlerle birlikte Talmudik ritüeller gerçekleştirdiğini belirtmiştir. 

 

Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Ali İbrahim tarafından Al-Jazeera için yazılmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.