İşgal güçlerinin yönetimindeki yerleşim yerlerindeki inşaat projeleri ve altyapı geliştirme çalışmaları bir ateş olarak nitelendirilebilir. Önceki yazıda işgal altındaki Kudüs’teki yerleşim yerlerinin inşası ele alınmış ve son on yıldaki yerleşim yeri faaliyetlerinin boyutuna dikkat çekilmişti. Yerleşim yerlerinin inşasındaki artış, kamu yararı ve işgal altındaki kentsel alanların geliştirilmesi bahanesiyle yerleşimle ilgili altyapı projelerinin onaylanması ve uygulanmasının artmasıyla aynı zamana denk gelmektedir. Aslında bu projeler, yerleşimcilere, yaşadıkları yerlere ve yerleşim yerlerinin refahına hizmet etmekte, yerleşimcileri Filistinlilerden ayıran yol ağları sağlamakta, işgal altındaki şehirdeki yerleşim yerleri arasında güvenli iletişim sağlamakta ve Filistin topraklarından daha fazlasını kopararak hem Kudüs’te hem de Batı Şeria’da, Filistin topraklarının birbirinden ayrılmasına katkıda bulunmaktadır.
Bu yazıda son aylarda yerleşim yerlerinde öne çıkan altyapı projelerine ve bu projelerle ilgili en önemli gelişmelere ışık tutulacaktır.
Yerleşimcilerin Ulaşım ve Hareket Kabiliyetinin Artırılması
Bu projelerin en önemli hedeflerinden biri işgal yönetiminin işgal altındaki şehirdeki toplu taşıma projelerine ek olarak yerleşimciler için yol ağları geliştirmektir. İşgal yönetimi bu projelerle iki hedefe ulaşmaya çalışmaktadır:
- Yerleşimcilerin hareketini kolaylaştırmak ve Filistinlilerin yaşadığı bölgelerden veya kullandıkları yollardan uzak tutmak.
- Yerleşimcilerin Meğaribe Kapısı’na erişimini kolaylaştırma amacının bir parçası olarak, Mescid-i Aksa civarına ulaşmalarının önünü açmak ve ardından Aksa’ya yapılan baskınlara katılmalarını sağlamak için bir taraftan işgal altındaki Kudüs’ün iki yarısının, diğer taraftan da doğu bölümünü çevreleyen yerleşim yerlerinin kolayca birbirine bağlanmasını sağlamak.
Son aylarda işgal yönetimi bu yollardan birçoğunu açmıştır. 17 Temmuz 2024’te Gush Etzion yerleşimini işgal altındaki Kudüs’e bağlayan birkaç yeni tünel ve yol açılmıştır. Kudüs’teki kaynaklara göre, proje ile ilgili çalışmalar yaklaşık altı yıl sürmüş ve yaklaşık bir milyar şekele (275 milyon dolar) mal olmuştur. Bu proje, İsrail Ulaştırma Bakanlığı, Kudüs Belediyesi ve Moria Yerleşim Geliştirme Şirketi arasındaki ortak bir çabanın sonucudur. Yerleşimcilerin hareketini kolaylaştırmayı ve işgal altındaki Kudüs’e daha fazla yerleşim yeri bağlayarak Filistin topraklarının ayrıştırılmasını derinleştirmeyi amaçlamaktadır.
Bu bağlamda sadece yerleşim yerlerinde yeni yolların açılışına tanıklık edilmemiştir. Son aylarda toplu taşıma istasyonları da açılmıştır. İşgal belediyesi 18 Ağustos 2024’te, işgal altındaki şehrin kuzeyindeki Ramot yerleşim yerinin yakınındaki Kudüs topraklarında bir elektrikli otobüs istasyonu açmıştır. Açılış törenine işgalin Ulaştırma Bakanı Miri Regev ve belediye başkanı Moşe Leo da katılmıştır. İstasyona “Erez” adı verilmiş ve İbrani kaynaklar, maliyetinin yaklaşık yarım milyar şekele (134 milyon dolar) ulaştığını ve “çok büyük” bir proje olduğunu belirtmiştir. İstasyon, yerleşimcilerin işgal altındaki Kudüs’e ulaşımını kolaylaştırmayı ve 1 No’lu yerleşim yolundaki trafik sıkışıklığını azaltmayı amaçlamaktadır.
Bu büyük projelerin sonuncusu, işgal hükûmeti tarafından 2025 Nisan ayının başlarında onaylanan “Hayat Dokusu” projesiydi. Proje, işgal altındaki Kudüs’ü Batı Şeria’daki yerleşim yerleriyle bağlayacak ve geniş Filistin topraklarının ele geçirilmesini beraberinde gerektirecektir. Filistin trafiğini yeniden yönlendirmeyi ve Batı Şeria’nın kuzeyi ile güneyi arasındaki coğrafi bütünlüğü tamamen kesmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlantı, işgal altındaki Kudüs’ün kuzeydoğusundaki Zaim ve Eizariya kasabaları arasındaki bir tünel ve yerleşim yolu aracılığıyla sağlanacak ve bu yol, Filistin trafiğini 1 No’lu yerleşim yolundan uzaklaştıracaktır. Bu durum, Filistinlilerin yerleşim alanlarının yakınlarından geçmesini engellemek ve işgal yönetimi tarafından kontrol edilen kuzey ve güney Batı Şeria arasındaki hareketlerini, Filistinlilerin seyahatini bir kabusa dönüştüren diğer birçok yolda olduğu gibi tek bir tünele hapsetmek anlamına gelmektedir.
Filistinlilerin Hayatlarını Etkileyen Projeler
Kudüs Belediyesi 2024’ün başlarında, Filistinlilere ait evlerin yakınındaki bir vadide bir çöp sahasının inşasını onaylamıştır. Çöp sahası, işgal altındaki Kudüs’ün doğu kesiminde İsavviye, Anata ve Ras Şehada arasında 109 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Bu plan 2012’ye dayanmaktadır. Kudüslüler bu projenin inşasını reddetmiş ve alanını 520 dönümden 109 dönüme düşürmeyi başarmışlardır. Ancak, özellikle Kudüs’te çöp sahasının yakınında yaklaşık 70 konutun bulunduğu ve çevreye vereceği zarar göz önüne alındığında, belediyeyi projeyi tamamen iptal etmeye zorlayamamışlardır.
İşgal yönetimi, sadece düzenleyici nitelikte yasalar çıkarmaya çalışmaktadır. Ancak gerçekte bunlar Filistin bölgelerine daha fazla abluka uygulamakta ve Filistinlilerin topraklarını inşaat ve diğer amaçlar için kullanma imkanlarını kısıtlamaktadır. Bu bağlamda, Bölge Komisyonu 20 Ocak 2024’te, işgal altındaki Kudüs’teki en büyük yerleşim planlarından birinin onaylandığını duyurmuştur. Plan, şehirdeki planlama ve inşaat haklarını korumayı ve yeniden düzenlemeyi amaçlamakta ve Musrara bölgesinden Vadi el-Cevz’a kadar uzanan ve güneyde Eski Şehir’e ulaşan 706 dönümlük bir alanı kapsamaktadır.
Duvara ve Yerleşim Yerlerine Karşı Direniş Komisyonu’na göre, proje şehrin coğrafyasını kontrol etmeyi ve Filistinlilerin demografik olarak genişleme ihtimalini sınırlamayı amaçlamaktadır. Projenin hükümleri arasında, yolların asfaltlanması ve genişletilmesinin yanı sıra arazi kullanımında değişiklikler, en fazla inşaat alanlarının ve izin verilen kat sayısının belirlenmesi yer almaktadır.
Yerleşim Parkları
İşgal belediyesinin 2024 yılında çok sayıda yerleşim parkı açmayı amaçlaması dikkat çekicidir. Filistin kaynakları 16 Şubat 2024’te işgal belediyesinin daha önce Yahudi Ulusal Fonu ile bir anlaşma imzaladığını ortaya çıkarmıştır. Anlaşma, Beit Hanina ve Hizma mahallelerindeki arazilerin bin dönümlük bir yerleşim ormanına dönüştürülmesini öngörmektedir. Bu proje, yeni ormanın bir yerleşimcilere ait “topluluk ormanına” dönüştürülmesini öngörmekte ve “tarımsal yerleşim” olarak bilinen bir kavramın kapsamına girmektedir.
İşgal belediyesi Temmuz 2024’te, Kudüs topraklarında yerleşimciler için üç yeni park açmıştır. Bunların sonuncusu Al-Maliha köyündeydi. Öncesinde, Armon Hanatziv ve Ramot yerleşim yerlerindeki Cebel Mukabir ve Beit Hanina arazilerinde iki park açılmıştır. Ayrıca 30 Temmuz 2024’te işgal altındaki Kudüs’ün güneyindeki “İr Ganem” yerleşim yerinde halka açık bir park açmıştır. 28 Ağustos 2024 tarihinde Kudüs Belediye Başkanı Moşe Lion, Telle Feransiyye yerleşim yerinde 63 dönümlük bir alanı kapsayan ve “Horeşa” adını taşıyan halka açık bir parkın açılışını yapmıştır.
İşgal belediyesi ve diğer yetkililer, son yıllarda bu projeleri açıklayarak bir dizi hedefe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu hedeflerin en önemlileri, Filistin topraklarının birçoğunu kontrol etmek, Filistinlilerin yaşadığı alanları izole etmek ve Filistinlilerin yaşadığı bölgeler arasındaki coğrafi yakınlığı engellemektir. Ayrıca bu yeşil alanlar yerleşim projelerinde daha sonra kullanılmak üzere, yerleşim inşaatı veya büyük altyapı projelerine ev sahipliği yapacaktır.
Silikon Vadisi Projesi
Son aylarda, “Silikon Vadisi” yerleşim projesi tekrar ön plana çıkmıştır. İsrail buldozerleri 20 Ağustos 2024’te, işgal altındaki Kudüs’ün Wadi al-Hoz mahallesindeki sanayi bölgesinde bulunan bir evi, bir spor kulübünü ve birkaç ticari tesisi yıkmıştır. Bu yıkımlar, işgal altındaki topraklarda Silikon Vadisi Yahudileştirme projesinin başlatılması için hazırlık niteliğindedir.
Bu proje, bu bölgede bulunan yaklaşık 200 ticari tesisi ve endüstri tesisini tehdit etmektedir ve işgal yönetiminin üzerinde çalıştığı en önemli projelerden biridir. Ayrıca işgal hükûmetinin geçen yılın sonunda onayladığı ve Kudüslülerin bu tür projelerde ucuz iş gücüne dönüştürülmesini öngören hükümleri içeren beş yıllık planlara da uygundur.
Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Ali İbrahim tarafından kaleme alınmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.