Written by Görüş

Mescid-i Aksa ve Yahudi Pesah Bayramı Saldırıları

Radikal Tapınak Grupları, 2025 yılı boyunca Mescid-i Aksa’ya yönelik büyük saldırı döneminin ilkine hazırlık yapıyor. Bu örgütlerin 2003 yılında kendilerine ve destekçilerine Aksa’ya baskın yapma kapısının açılmasından bu yana yürüttükleri saldırıların tarihsel seyrine bakıldığında, her yıl dört dönemde saldırılarını yoğunlaştırdıkları görülmektedir. 

Bunların ilki, genellikle nisan ayına denk gelen ve yedi gün süren Yahudi Pesah Bayramı’dır. İkinci olarak, işgalci gücün 1967’de Kudüs’ün doğusunu işgal ettiği gün dolayısıyla düzenlediği, genellikle mayıs ayı sonunda gerçekleşen ve bir gün süren dönem gelmektedir. Bu sırada sabah Mescid-i Aksa baskınlara tanık olurken, akşam saatlerinde “bayrak yürüyüşü” yapılmaktadır. Üçüncü sırada ise, genellikle temmuz ayının ikinci yarısına denk gelen ve bir gün süren “Tapınak’ın Yıkılışı Anmaları” gelmektedir. Bu, yıl boyunca Tapınak Grupları’nın Mescid-i Aksa’ya yönelik en kalabalık baskını yapmaya çalıştıkları dönem olarak bilinmektedir. Son olarak ise, genellikle eylül ve ekim aylarına denk gelen uzun bayramlar dönemi gelmektedir. Bu dönem üç ardışık bayramdan oluşmaktadır ve 20 gün sürmektedir. İbrani takvimine göre yılbaşı ile başlayıp Sukot Bayramı ile sona ermektedir. Bu dönem, yılın en uzun süren saldırı dönemi olduğu için Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların zirve yaptığı en tehlikeli dönemdir. Aynı zamanda yılın sonunda yer aldığı için, yıl boyunca biriktirilen tüm hazırlıkların hayata geçirildiği dönemdir. 

Bu şekilde Mescid-i Aksa’ya yönelik yıllık saldırı dönemi, nisan ayında başlayıp ekim ayında sona ererek altı ayı kapsamaktadır. Bu dönem bahar ve yaz mevsimlerine denk geldiğinden, kışa kıyasla seferberlik ve saldırı hazırlıklarının yoğunlaştırılmasına daha elverişlidir. Her ne kadar Tapınak Grupları, mart ayındaki Purim Bayramı ve aralık ayındaki Hanuka Bayramı gibi ikinci dereceden Tevratî bayramları da yıllık baskın takvimine dahil ederek saldırı kapsamını genişletmeye çalışsalar da, yukarıda sayılan dört bayram, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar açısından en önemli dönemler olarak kabul edilmektedir. Bugün bu dört büyük saldırı döneminin kapısını açan Pesah Bayramı vakti gelmişken, bu dönemin üzerinde durulması gerekir. 

Pesah Bayramı nedir? 

Pesah Bayramı, Tevrat’a göre eski Yahudi topluluğunun Mısır’dan çıkışı ve Tanrı’nın onları kutsal topraklara ulaştırmasının yıldönümüdür. Bu bayram, bu yıl 13 Nisan’da gün batımıyla başlayıp 19 Nisan’da gün batımıyla sona erecektir. Bu süre zarfında, cuma ve cumartesi günleri dışında pazardan perşembeye kadar beş gün süresince baskınlar gerçekleştirilecek. Tevrat’a göre bu bayram, “Hac Bayramları”ndan biridir. Sözde tapınak merkezli kutlanan ve Yahudilerin bir araya geldiği bu bayramlar Pesah Bayramı, Şavuot Bayramı ve Sukkot Bayramı’dır. 

Ancak, Şavuot Bayramı’nın dini önemi zamanla azalmış ve onun yerine yeni bir Siyonist ulusal anma günü olan Kudüs’ün işgalinin yıl dönümü ön plana çıkmıştır. Dini açıdan daha yüksek öneme sahip olmasına rağmen Şavuot Bayramı bugün ikinci planda kalmışken, ondan bir hafta önce kutlanan Kudüs’ün işgalinin yıldönümü, Siyonistlerin merkezi bir etkinliği haline gelmiştir. Bu durum, Yahudi ve Siyonist etkinliklere yaklaşımda ne kadar seçici olunduğunu ve bu yaklaşımın büyük ölçüde sömürgeci amaçlara hizmet edecek şekilde belirlendiğini göstermektedir. 

Pesah Bayramı iki ana kavram etrafında şekillenmektedir: sofra ve kurban. Sofra kısmında, mayalı hamurdan yapılmış ürünler sofradan çıkarılır, evlerden maya tamamen uzaklaştırılır ve yalnızca mayasız özel bir ekmek (matsa) tüketilir. Sofrada bazı yeşil bitkiler ve sirke bulunur. Bu, Yahudi topluluğunun Sina çölünde yaşadığı zorlukları simgelemektedir. Bu sırada bolca şarap içilir. Yemek ve içki sırasında, Tevrat’ta anlatılan Mısır’dan çıkış ve çölde geçen yıllar anlatılır; dualar ve Tevrat’tan bölümler belirli bir düzende okunur. Bu düzene “seder” denir. Bu bayramın sembolü genellikle ekmek ve şaraptır. 

Pesah Bayramı’nın ikinci merkezi unsuru ise kurbandır. Buna göre bir kuzu ya da oğlak kesilir, derisi yüzülür ve ateşte pişirilir. Tevrat’a göre Yahudi topluluğu, Mısır’dan çıkmak için her yolu denemiş ve sonunda Tanrı’nın lütfuyla buradan çıkmak için bir kurban sunmuştur. Kurbanın kanı, Tanrı’nın lütfunun kazanılmasını, topluluğun Mısır’dan çıkmasını ve kutsal topraklara yönelmesini sağlamıştır. Tevrat, bu kurban ritüelinin daha sonra, Tanrı’nın ruhunun ikamet ettiği yer olduğundan sözde tapınakta düzenli şekilde devam ettiğini iddia eder. Bu ritüel, eski Yahudi topluluğunun ibadetinin doruk noktası olmuştur. 

 

Pesah kurbanının kurtarıcı ve siyasi anlamı 

Dini Siyonizmin yükselişiyle ve Mescid-i Aksa’nın kimliğini değiştirmeye ve tapınak efsanesini somutlaştırmaya çalışan bir cephe olarak Tapınak Grupları’nın ortaya çıkışıyla, Pesah Bayramı bu grupların faaliyetlerinde merkezi bir yer edinmiştir. Bunun iki temel sebebi vardır: İlki, bu bayramın Tevrat anlatısında Tanrı’ya kurbanın tapınakta sunulmasıyla doğrudan ilişkilendirilmesidir. İkinci ve daha önemli sebep ise bayramın kurtarıcı anlamıdır. Zira Tevrat’a göre, kurbanın kanı Tanrı’nın lütfunun kazanılmasının kaynağı ve Yahudi topluluğunun kurtuluşunun başlangıcı olmuştur. Günümüz Tapınak Grupları, ikinci ve nihai kurtuluşun –yani günümüz Yahudi topluluğunun kurtuluşunun– yine bir Pesah kurbanı aracılığıyla gerçekleşeceğine inanmaktadır. Onlara göre bu kurban Tanrı’nın Mesih’i göndermesine, Yahudilerin zafer kazanmasına ve “ulusların boyun eğdirilmesine” vesile olacaktır. Bu nedenle, Pesah kurbanını Mescid-i Aksa’da sunma girişimlerini ciddi şekilde artırmakta ve yıllardır bu hedef doğrultusunda hazırlık yapmaktadırlar. 

Bu inançla hareket eden Tapınak Grupları, 2014 yılından bu yana Pesah kurbanı ritüelinin temsili canlandırmalarını yapmaktadırlar. Son 11 yıldır yapılmakta olan bu canlandırmalar ilk olarak Batı Şeria’da başlamış, ardından Kudüs’ün çeşitli bölgelerine yayılmıştır; Zeytindağı, Emevi sarayları, kasaplar çarşısının üzeri, “Hurva Sinagogu” karşısındaki alan ve son olarak 2022-2023 yıllarında Megaribe Kapısı’nın batısındaki arkeolojik alan gibi yerlerde düzenlenmiştir. 

2022 ve 2023 yıllarında Pesah Bayramı, Ramazan ayının ikinci haftasıyla çakışmış ve bu dönem itikâf çatışmasıyla sonuçlanan büyük bir gerilimin kaynağı olmuştu. Ancak 2024 yılında yaşanan savaş sırasında bu çatışma, Batı Şeria’daki bilinmeyen bir bölgeye çekilmiş ve bununla ilgili medya kapsamı büyük ölçüde daraltılmıştı. 

 

Bu yılki Pesah kurbanı girişimlerine ilişkin gelişmeler 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Tapınak Dağı’na Dönüş” örgütü, destekçilerine Pesah Bayramı’ndan bir hafta önce başlayacak şekilde Mescid-i Aksa’ya kurban sokma çağrısında bulundu. Şu ana kadar bu yönde iki girişim kaydedildi. Ancak, bu yıl örgüt tarafından 2021’den beri her yıl yayınlanan ve kurbanı Aksa’ya sokanlara para ödülü vadeden ilan henüz paylaşılmadı. Diğer taraftan örgüt aktivistleri, bu yıl da hayal ürünü afişler yayınladı. Bunlardan birinde Aksa’nın yerine inşa edilmiş bir tapınakta Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir kurbanı elinde tutarken gösterilirken, bir başkasında Aksa’nın doğusundaki “Silsile Kubbesi”nin yerinde bir sunak tasvir edilmektedir. 

Kurbanı Mescid-i Aksa’da kesme girişimlerinin Tevrat’a göre belirlenen zamanı, 13 Nisan 2025 günü ikindi vaktinden sonradır. Dini Siyonizm hahamları, kurban kesme ritüelinin Şabat tatiliyle çakışsa bile yine de bu vakitte gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. 

Sonuç 

Pesah Bayramı, Mescid-i Aksa’ya yönelik dört büyük saldırı döneminden biridir ve bu dönemin kapısını açmaktadır. Bayram boyunca Aksa, bir hafta süresince büyük baskınlar, Tevratî ritüellerin uygulanmaya çalışılması (secdeler, toplu dualar, rahip kıyafetleri giyilmesi, dini objelerin içeri sokulması vb.) ve özellikle de kurban kesme girişimleri gibi tehlikelere açık olacaktır. Bu tehlikeler özellikle Aksa’nın doğu kısmında, Silsile Kubbesi çevresinde yoğunlaşmaktadır. 2022 ve 2023 yıllarında bu bayramda yaşanan saldırılar bölgeyi savaşın eşiğine getirmişti. Aynı senaryo bu yıl da tüm gücüyle yeniden yaşanabilir. 

 

Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Ziyad Ibhais tarafından kaleme alınmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.