2 Haziran 2025 tarihinde Aksa baskınına katılan üç Siyonist Yahudi, yeni kesilmiş kanları damlayan bir kuzunun parçalarını Kubbetü’s Sahra’nın doğusunda yer alan Silsile Kubbesi’ne (Zincir Kubbesi) sokmaya çalıştı ve başarılı oldular. İnançlarına göre, kanlı et parçalarını Silsile Kubbesi’nin yüzeyine koymaktan başka çareleri yoktu. Siyonistler 20 gündür Mescid-i Aksa’ya canlı bir kurban sokmaya çalışıyorlardı. Bu son olayla birlikte, işgal edildiğinden beri Aksa’ya ilk kez canlı bir kurban kısa süreliğine de olsa sokulmuş oldu. Peki, bu kurban nedir? Neden ısrarla Aksa’ya bir kurban sokmaya çalışıyorlar?
Hayvan Kurbanı Nedir?
Hayvan kurbanı, Siyonistlerin iddiasına göre “tapınağın” yerinde bulunan Mescid-i Aksa’nın içinde genç keçi veya kuzu gibi hayvanların kesilip kurban edilmesini ifade eder. Siyonist Yahudiler, tapınağın “Tanrı’nın ruhunun ikamet ettiği mekan” olduğuna ve bu ruhun, “seçilmiş halk” “vaat edilen topraklarda” yaşadığı sürece oraya ineceğine inanırlar. Tanrı’ya şükrün ve onu yüceltmenin en ulvi yolu olarak bu ruha bir hayvanın kurban edilmesi gerektiğini savunurlar.
İddia edilen tapınak ortada yokken neden hayvan kurban etmekte ısrar ediyorlar?
Dini Siyonizm –ve onunla birlikte, Mescid-i Aksa’nın yerine tapınağın inşa edilmesi için çalışan Tapınak Grupları– Tevrat’a dayalı ritüellerin Aksa’da uygulanmasını, tapınağın inşa edilmesine yönelik bir ön adım olarak görmektedir. Bu akıma göre ritüellerin Aksa’da uygulanması, tapınağın fikri düzeyde inşa edilmesini ve nihayetinde fiziksel inşasına zemin hazırlanmasını sağlayacaktır.
Kurban, Tevrat anlatısına göre tapınaktaki ibadetlerin zirve noktası sayıldığından, bunun gerçekleştirilmesi Mescid-i Aksa’da Tevrat’a dayalı ibadet döngüsünün tamamlanması anlamına geliyor. Bu, tapınağın fikri düzeyden çıkıp yalnızca maddi/ fiziksel olarak inşa edilmeyi bekleyen bir yapı olarak algılanmasını sağlayacaktır. Bu anlayışa göre tapınak, Mescid-i Aksa’nın tamamını kapsayacak şekilde inşa edilmeli ve “Kutsalların Kutsalı” olarak adlandırılan merkezi yapısı doğrudan Kubbetü’s Sahra’nın yerinde yükselmelidir. Sonuç olarak Siyonist akıma göre kurban, Mescid-i Aksa’nın tamamen ortadan kaldırılması ve yerine tapınağın inşa edilmesi yolunda atılan sembolik ve kritik bir adımdır.
Aksa’daki kurban girişimlerinin siyasi anlamı nedir?
Dini Siyonizm, kurtuluşçu (mesiyanik) bir akımdır. Bu akım, Tanrı’nın bir mucizeyle tarihin akışına müdahale edeceğine, çatışmayı Siyonizm’in lehine kesin bir şekilde sonuçlandıracağına, tüm düşmanlarını ebediyen yok edeceğine ve “ulusların boyunlarını kendi halkına boyun eğdireceğine” inanır. Söz konusu mucize, Tevrat anlatısına göre beklenen kurtarıcı “Maşiah”ın (Mesih) gönderilmesidir. Bu kurtarıcı, Tanrı’nın ruhuyla desteklenmiş bir melik olacak ve çatışmayı nihai olarak sona erdirecektir. Bu nedenle Dini Siyonizm, Mesih’in gelişini hızlandırmak ve ona zemin hazırlamak için çalışır ve kendisini Tanrı’nın vaadini gerçekleştirmek üzere kullandığı eli olarak görür.
Bu anlayış, pratikte, bazı Protestan mezhepleri arasında “restorasyonizm” veya “bin yıllık mutlu çağ” (millenarizm) olarak adlandırılan bir Hıristiyan inancından esinlenmiştir. Bu görüş, Mesih’in gönderilmesini tamamen Tanrı’nın kararı olarak gören geleneksel Yahudi anlayışından farklıdır; çünkü geleneksel anlayışta insanlar bu sürece müdahale edemez.
Söz konusu grupların savaşı sona erdirme, çatışmayı kesin bir şekilde sonuçlandırma ve düşmanlarına “nihai yenilgiyi” tattırma arzusu ne kadar artarsa, kurtarıcıyı çağırma ve ilahi mucizeyi hızlandırma ısrarları da bir o kadar perçinlenmektedir. Özellikle savaş koşulları, halk dayanışmasının ve direnişinin azalması ve Arap-İslam dünyasının sessizliği göz önüne alındığında bu ânı bir daha ele geçmeyecek tarihsel bir fırsat olarak görüyorlar.
Kurbanın kurtuluşla ilişkisi nedir?
Dini Siyonizm ve Tapınak Grupları, kurban kanının, Yahudilerin Sina çölünde geçirdiği sürgün döneminden kurtulmasına vesile olduğuna inanır. Tüm yollar tükendikten sonra Tanrı’nın onları bu kurban vesilesiyle kurtardığına inanırlar. Yahudiler için özellikle Pesah Bayramı’nda sunulan kurban kurtuluş kurbanı olmasından ötürü ayrı bir önem taşır.
Bununla birlikte Yahudi şeriatına göre en önemli ve en kutsal kurban, günahlardan arınmak ve Tanrı’nın rızasını kazanmak için sunulan bağışlanma kurbanıdır. Fakat bu kurbanı sunmaya dair şimdiye dek herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. Çünkü bu tür dini anlamlar, Dini Siyonizm için öncelikli değildir. Zira Dini Siyonizm açısından bu ritüellerin amacı, Tanrı’nın rızasını kazanmak ya da uhrevi bir sevap elde etmek değildir. Asıl amaç, Tanrı’yı milli ve kozmik ölçekteki büyük bir çatışmada araçsallaştırmak ve kendi siyasal hedeflerine hizmet ettirmektir.
Mescid-i Aksa’ya kurban sokma girişimlerinin tarihçesi nedir?
- 1990 yılında Tapınak Enstitüsü, Tevrat’a dayalı bu ritüeli tanımlayan literatürü yeniden canlandırmaya başladı. Aynı zamanda, sözde tapınakta Yahudi dualarını yönetecek olan bir kohen sınıfı kurdu ve bu ritüelle ilgili çeşitli kaplar, araçlar ve giysileri üretmeye koyuldu. Böylece bu efsaneyi teorik olarak yeniden canlandırma girişimi bugün itibariyle 35 yılını doldurmuş oldu.
- 2014 yılında, bu ritüelin pratikte canlandırılmasına yönelik ilk denemeler başladı. Kudüs’ün batısında bir dini okulda, yeni oluşturulan kâhin sınıfının katılımıyla Tapınak Enstitüsü’nün gözetiminde bu ritüelin temsili uygulamaları yapıldı. Ardından bu uygulamalar, Mescid-i Aksa’nın çevresinde çeşitli yönlerden gerçekleştirilmeye çalışıldı; hedef, bu ritüeli bir gün Aksa’nın içine sokmaktı. Buna göre bu efsanenin fiili olarak canlandırılma süreci 12 yıldır devam ediyor.
- 2021 yılından itibaren, “Tapınak Dağı’na Dönenler” adlı örgüt, kurban etmek üzere canlı bir hayvanı Mescid-i Aksa’nın içine sokmayı başaranlara para ödülü teklif etmeye başladı. Dolayısıyla girişimlerin bu aşaması da 5 yıldır sürüyor.
Neden kurban dayatma girişimleri özellikle Silsile Kubbesi’nde yoğunlaşıyor?
Bunun nedeni Tevrat anlatısına göre Silsile Kubbesi’nin sözde “tapınak sunağının” tam olarak bulunduğu yerde olması. Öyle ki, Dini Siyonizm birçok anlatısında, Müslümanların Silsile Kubbesi’ni özellikle sunak izlerini gizlemek amacıyla inşa ettiklerini iddia ediyor. Oysa bu iddiayı destekleyen ne tarihsel bir delil var ne de böyle bir tartışmaya dair uydurma dahi olsa herhangi bir rivayet mevcut. Bu gruplar, Silsile Kubbesi’nde yapılan çinili zemin yenileme projesini bile, tapınak kalıntılarını kasten yok etmeye yönelik sabotaj olarak tanımlamışlardır. Siyonist Knesset (İsrail parlamentosu), 2013 yılında bu iddiayı resmen kabul etmiş ve o tarihten itibaren Ürdün Vakıflar İdaresi’nin Mescid-i Aksa içinde herhangi bir proje veya restorasyon çalışmasını yalnızca işgal belediyesi ve Siyonist Eski Eserler Kurumu’na proje sunup onay alarak gerçekleştirmesine karar vermiştir. Bu da 2013’ten beri Aksa’daki imar projeleri ve restorasyon faaliyetlerinin ciddi şekilde aksamasına neden olmuştur.
2 Haziran Pazartesi gününki baskınla kurban arasında bir bağlantı var mıydı?
Hayır. 2 Haziran 2025’teki baskın, Şavuot Bayramı nedeniyle gerçekleştirildi. Bu bayram, Tevrat anlatısına göre Babil sürgününden önce ilk Yahudi topluluğunun Kudüs’e gelip tapınağı ziyaret etmekle yükümlü olduğu üç hac bayramından biridir. Aynı zamanda Tevrat’ın Hz. Musa’ya indirilişini anma günüdür. Şavuot, Babil kökenli hasat bayramıyla iç içe geçmiş bir bayramdır. Bu bayramın ritüelleri, toprağın ilk mahsullerinin sunulması, kutlamalar ve şarap içilmesi gibi uygulamalardan oluşur. Bazı mistik Yahudi geleneklerine göre bu gece, Tanrı’nın Tevrat’la evlendiği gece olarak da kabul edilir.
Ancak Tevrat’taki anlamına bakılmaksızın her vesilede kurban sunma girişimlerinin tekrar edilmesi, Dini Siyonizm akımının yapısını açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre Dini Siyonizm öncelikle milliyetçi, ikinci planda ise dinci bir harekettir. Din, Siyonist milliyetçiliği besleyen, onun yerleşimci ve sömürgeci ruhunu yenileyen bir araç olarak görülmektedir. Bu bağlamda, dini ritüellerin önemi, ancak Siyonist yerleşimci projeye ne kadar hizmet ettiğine bağlıdır.
#Aksa_Varlık_Mücadelesi
Bu yazı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Ziyad Ibhais tarafından kaleme alınmıştır, çevirisi Kudüs’te Bugün ekibine aittir.
Allah razı olsun. Son derece açıklayıcı ve karmaşasız bir paylaşım. İstifade ettim. Emeği geçenlere çokça teşekkürlerle…