Written by Görüş

İsrail kızıl inek ritüelini Ramazan bayramında gerçekleştirmeyi mi planlıyor?

Ramazan ayının gelişi bir sürü soru ve analizi de beraberinde getirdi. İsrail’in Ramazan’da yaşananlar ve etkileri karşısında duyduğu korku, Netanyahu hükümetinin son kararlarında açıkça ortaya çıktı. Polisten sorumlu İç Güvenlik Bakanı Siyonist Itamar Ben-Gvir’den gelen açıklamalar ve Filistinlilerin -İsrail’in kastettiği Batı Şeria sakinleri- Ramazan ayı boyunca Mescid-i Aksa’ya girmelerinin kısıtlanmasının ardından Kudüslülere özellikle de Yeşil Hat bölgesine herhangi bir kısıtlama getirilmemesi üzerine; işgalci İsrail’in Kültür Bakanı Amihay Eliyahu, Ramazan’ın ortadan kaldırılması ve senede bir İsrail’e korku salan bu aydan kurtulma çağrısında bulundu. Bu açıklamasıyla İsrail’in Ramazan ayından ve bilhassa çıktılarından gerçek manada korktuğunu kanıtlamış oldu.

Ramazan’a karşı duyulan bu korku halinin sebebi aynı zamanda İsrail’in Gazze’de 5 aydır sebep olduğu yıkıcı savaş, açlık, soykırım gibi işlediği suçlardı. Batı Şeria ve Kudüs’te işgal devletine ve yerleşimcilere karşı yürütülen silahlı saldırılarla halk galeyana gelmiş durumda. Ramazan tam da böyle bir zamana denk geldi. Bu yılki ilk Yahudi bayramı olan Purim’in Ramazan ayına denk gelişi, geçen sene Sukot bayramının son günlerinde başlayan Aksa Tufanı sonrası tüm tarafların ilk karşılaşması anlamına geliyordu:

  • Geçmiş yıllarda özellikle 2021 yılından Aksa Tufanı’na kadar olan süreçte Filistinli grupların Mescid-i Aksa adına 7 Ekim’de başlattığı yeni denkleme sahip çıkmak isteyen Filistinliler.
  • Bu meydan okumadaki başarısızlığının, Filistinli grupların mevcut savaşın başlangıcından bu yana sürdürmeye çalıştığı zaferin tanınması anlamına geldiğine inanan İsrailliler.

Buradan hareketle kızıl ineğin kurban ritüelinin vakti bu yılın başlamasıyla gelmiş gibi duruyor. Geçen ocak ayının bitmesiyle birlikte ritüellerin başlaması an meselesi.

Bu dini ritüel sezonu Ramazan ayının ortalarında başlayacak Purim Bayramı ile açılacak. Bu bayramın gelecek Yahudi bayramlarına da yansımaları olacağı kesin. Ramazan’ın bitmesinden iki hafta sonra Pesah Bayramı başlayacak ve bu bayram sezonun en önemli zaman dilimini oluşturuyor. Çünkü Radikal Tapınak Grupları bu yıl Mescid-i Aksa’da kurban takdimine önceki yıllardan daha fazla çabalayacak.

Ancak bu sefer Mescid-i Aksa’da farklı bir hava hakim. Bu farklılık, Kudüs’te ve Filistinlilerin yaşadığı bölgelerde gerginliği daha da arttırabilir. Çünkü Aksa’da kızıl ineğin kurban edilme mevzusu yeniden gündeme geldi. Radikal Tapınak Grupları’nın taharet/arınma ritüellerine özellikle de kızıl ineğin takdim ritüeli için hazırlanmalarıyla gerginlik daha da artabilir. Ancak hazırlıklar medyaya yansıtılmadan sessizce yapıldı, gruplar aynı yöntemi 2021 yılında Kudüs Kılıcı Operasyonunda da denemişlerdi.

Daha önceki makalemde kızıl inek ritüelinden ve aşırı sağcı grupların sahip olduğu ilahi işaretlerin yoğunluğundan bahsetmiştim. İsrail’in Kanal 12 de yaptığı duyurunun ertesi günü -savaştan iki buçuk ay önce- Amerika’nın Teksas eyaletindeki özel ve gizli bir çiftlikte genleriyle oynanarak yapılan 5 kızıl inek, işgal devletine kurban edilmek ve yakılmak üzere getirildi. Bu ineklerin külleri ise Yahudilerin arınma/taharet ritüeli ve Mescid-i Aksa’ya artık meşru olarak girebilmeleri için kullanılacak. Böylece büyük hahamlığın çıkardığı fetvaya binaen Yahudiliğe göre “necisliğin” varlığı nedeniyle Aksa’ya girmeyen Yahudilerin engeli ortadan kalkmış olacaktı.

5 kızıl inek bu yılın ocak ayında 2 yaşını tamamladı. Ancak Talmud ineklerin kurban edilebilmeleri için 3 yaşını doldurmuş olmaları gerektiğini şart koşar. Tapınak Grupları hahamları ise bu ibareyi; ineklerin 3 yaşını doldurmalarına gerek yoktur 3 yaşına girmiş olmaları yeterlidir olarak kabul eder. 3 yaşından sonraysa ineklerin yaşlarının ilerlemesi kurban edilmeleri için herhangi bir sorun teşkil etmez.

Bu bilgilerden hareketle bu yılın başlamasıyla ineklerin kurban edilebilecek yaşa geldiklerini söyleyebiliriz. Ocak ayının bitmesiyle birlikte ritüellerin başlaması an meselesi.

Ancak Yahudi hukukuna göre bu kez dikkat edilmesi gereken yeni bir husus var o da ineklerin yılın belli günlerinde kurban edilebileceğidir. İnekler gelişigüzel bir vakitte kurban edilemez. Bu bağlamda Radikal Tapınak Grupları’nın anormal hareketleri incelendiğinde,Talmud’da beyan edildiği gibi ineklerin kurban edilip yakılması ve Yahudilerin arınması tarihinin İbrani takvimine göre 2 Nisan’a tekabül ettiğini görüyoruz. Bu tarih miladi takvimde Nisan ayının 10’una tekabül ediyor. Şaşırtıcı olansa tarihin Ramazan Bayramına denk geliyor oluşu. Bu durum ise mücadeleyi çok farklı bir boyuta taşıyor.

Talmud’a göre arınma için kızıl ineklerin kurban edilme tarihinin Nisan’ın ikisinde gerçekleşmesinin sebebi yine Talmud’da geçen bilgiye göre Musa -aleyhisselam-ilk kızıl ineği o tarihte kurban etmiş ve ondan sonra da sekiz defa daha kurbanların bu tarihte takdim edilmiş olmasıdır. İki yüz yıl önce “İkinci Tapınak” döneminde toplamda dokuz kurban takdim ritüeli gerçekleşti. Önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi planlanan kurban takdim töreni ise onuncusu olacak.

Bu grupların Ramazan Bayramı’nda bu süreci yürütme niyetini doğrulayan husus, Tapınak Enstitüsü’nün, kızıl ineği kesme ve yakma ritüelleri konusunda kendilerine eğitim verecek gönüllü hahamlar arayan bir ilanı yayınlaması ve amaçlanan arınma işleminin gerçekleştirilmesidir. Bu gönüllülerden istenen belli şartlar var; gönüllünün Kudüs’te bir evde ya da hastanede doğmuş olması ve “ölülerin necaseti” olarak adlandırılan necasete maruz kalmamış olması.

Hahamların büyük bir çoğunluğu on kızıl ineğin ortaya çıkışını kurtarıcı Mesih ve Tapınak’ın üçüncü kez inşasıyla ilişkilendiriyor. Dini Siyonist hareket bu sürece büyük ölçüde güvenmekte çünkü işgal devleti Hahambaşılığının Mescid-i Aksa’nın necis olduğuyla ilgili verdiği fetvaya uyan ve Aksa’ya baskın yapmayan dindar Yahudileri bu harekete çekebilecek. O Yahudiler arasında  işgalci İsrail’in Siyonist Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de var.

Akımı takip edenler, bu dindar grubun kızıl ineğin takdim ritüeline olabildiğince fazla katılımını görmek istiyor. Onlara göre kızıl inekler, Tapınak Dağına (kasıt Mescid-i Aksa) ulaşabilmek için ilahi bir mesaj niteliğinde. Nitekim bu gruplar, Aksa’nın olduğu yere inşa etmeyi planladıkları Üçüncü Tapınak ile bölgede hakimiyet kurmaya ve kurtarıcı Mesih’in gelmesine hazırlanıyor.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu grupların hareketleri, Mesih yanlıları ve Radikal Tapınak Grupları’nın da kurban ritüelini gerçekleştirmek adına planları olduğunu gösteriyor. Netanyahu hükümetindeki sağ hareketin tam desteğiyle mevcut savaş durumundan faydalanıp gidebilecekleri en son noktaya gitmeleri, bu planlarını ele veriyor. Zeytin Dağı’nın üst kısmında bulunan bölge ritüelin gerçekleşeceği alan olması bekleniyor. Bu bölge Talmud’a göre ineklerin kurban edileceği yer olup doğudan Kubbet’üs Sahra’yı görmekte. Buradan hareketle de ritüelin ya Dominus Flevit Kilise’sinin avlusunda ya da çevresindeki bahçelerden birinde gerçekleşeceğini söyleyebiliriz.

Haham Elisha Wolfenshon birkaç gün önce yayınladığı videoda “gerçekleşecek mucizeler” den bahsetti. Bu mucizeleri Gazze’deki savaş ve yakında “Gazze’nin yok edilmesiyle” inşa edilecek olan üçüncü mabetle ilişkilendirdi. Bu ise bu güruhu takip edenlerin Ramazan Bayramı’nda kurban ritüelini gerçekleştirmedeki niyetlerinin ne denli açık olduğunu gösteriyor.

Bu, dini Siyonist hareketin üst düzey isimlerinin İsrail hükümetini askeri kara operasyonuyla Refah’ta Filistinli direnişçileri yok etmeye ve Ramazan boyunca süren bu savaşın kendileri açısından galibiyetle sonuçlanması için harekete geçmeye çağırdığı bir döneme denk geldi. Bütün bunları söyleyen isim ise; Refah’ta kara harekatı başlamadan önce Ramazan içerisinde İsrailli esirlerin takasının yapılması gerektiğini söyleyen Bakan Benny Gantz’ dan başkası değildi.

Tüm bunlar şunu açıkca gösteriyor ki biz Ramazan’ın bitimiyle de Mescid-i Aksa’ya girmesi fetvayla yasaklanmış olan on binlerce dindar Yahudinin Aksa’ya baskın gerçekleştirmesi demek olan bir senaryoya doğru sürükleniyoruz. Bu da Şevval ayının ortasına denk gelen Pesah Bayramı’nda kurban ritüellerini sonunda gerçekleştirecekler demek oluyor. Mesele oldukça tehlikeli, Mescid-i Aksa’daki durumsa aslında hem Tapınak Grupları’nın hem de dindar Siyonist grupların istediği senaryoyu dayatma yönünde kararlı bir şekilde ilerliyor.

Burada şunu bilmemiz gerekiyor;  bu gibi yıkıcı eğilimlerin hayata geçirilmeye çalışılmadan önce ilk etapta halkın ciddi ve güçlü tepkisinin devreye girmesi, ister istemez bu grupların İsrail güvenlik güçlerinin baskısı altında planlarını ve eğilimlerini en az bir yıl ertelemek zorunda kalacakları anlamına geliyor.

Öncelikli olarak Filistin halkının ve sonra tüm İslam aleminin bu grupları caydırmak, planlarını yerle bir etmek, İsrail’in kurtarıcı vizyonunu ve takıntılı din anlayışını tüm Siyonist projenin varlığı önünde gerçek bir engel haline getirmek, işgal toplumundaki çatlağı ve bölünmeyi derinleştirerek işgal devletini içerden çürütmeyi gerçekleştirmek için önünde tarihi bir fırsat olduğunu iyi bilmesi gerekiyor.

Bu makale Abdullar Maruf tarafından Al jazeera için kaleme alınmıştır. Çeviri Kudüs’te Bugün ekibine aittir.