Bir Örnek Olarak: Olimpiyatlar

Olimpiyat tarihinde I. ve II. Dünya Savaşları yıllarındaki yaz ve kış olimpiyatlarının iptal edilmesinden sonra, ilk defa salgın dolayısıyla ertelenen 2020 Tokyo Olimpiyatları, tam bir sene sonra gerçekleştirildi.

Ancak bu yıl, Arap dünyası ve medyasının dikkati, oyun şartları veya kura sebebiyle İsrailli oyuncularla eşleşen bazı Arap oyuncularının belli maçlardan İsrail’i boykot amacıyla çekilmesi üzerinde toplandı.

Bu çerçevede 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda 3 isim öne çıktı: İlki, Cezayirli Judocu Fethi Nourine oldu. Sudanlı rakibi Muhammed Abdurrasul ile yapılacak maçta galip gelen oyuncunun bir sonraki maçta İsrailli Butbul Tohar ile karşılaşacağını öğrendikten sonra yarışmadan çekildi. Özellikle Uluslararası Judo Birliği Nourine’nin ve koçu Ammar Bin Halif’in Olimpiyat Komisyonu’ndan desteğinin kaldırılıp Cezayir’e geri döndürüldüğünü açıklamasının ardından bu hadise olimpiyatta ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Fethi Nourine’nin maçlarda İsrailli rakipleriyle karşılaşmayı reddederek çekilmesinin ilk defa yaşanmadığı, bu kapsamda 2019 Tokyo Judo Şampiyonası’ndan da aynı İsrailli oyuncu Tohar ile karşılaşmayı reddederek çekildiği biliniyordu.

Sudanlı judocu Muhammed Abdurrasul ise Fethi Nourine’nin hemen ardından aynı İsrailli oyuncuyla (Tohar) karşılaşmayı reddederek çekilen ikinci isim oldu. Gerekli kilo kontrollerini yaptırıp rakibine herhangi bir açıklama yapmaksızın maçın başında oyundan çekilen Sudanlı judocu, İsrailli rakibini maça katılmayarak şaşırttı. Abdurrasul’ün İbrahim Antlaşması’nı imzalayan devletler arasında olan ve işgal devletiyle normalleşme sürecini kabul eden Sudan Devleti’ni temsil ettiği göz önüne alınınca Sudan Olimpiyat Heyeti’nin olay karşısındaki sessizliği medyada büyük kargaşaya sebep oldu. Sosyal medyadaki bazı kısık seslerin oyuncunun çekilmesinin asıl sebebinin sağlık problemleri olabileceği yönündeki itirazlarına rağmen, sağcı (İsrail Hayom) Gazetesi bu çekilmenin Fethi Nourine’nin yaptığı gibi İsrailli oyuncuyla karşılaşmamak için gerçekleştiği yönünde oldu.

Bu süreçteki üçüncü örnek ise İsrailli oyuncu Raz Hershko ile karşılaşmayı reddedip maçtan çekilmesi yönünde sosyal medya üzerinden yapılan tüm çağrıları göz ardı edip arkasına Liberal Suudi yazarların medya desteğini alarak karşılaşmada ısrar eden ve 11–0 gibi ağır bir yenilgiyle İsrailli rakibine yenilen Suudi Arabistanlı judocu Tahani Kahtani oldu.

Olimpiyatların haricinde bir de Lübnanlı karma dövüş sanatları oyuncusu olan Abdullah Minyatu’nun Bulgaristan’da düzenlenen Karma Dövüş Sanatları Dünya Şampiyonası’nda kura sonucu İsrailli oyuncuyla karşılaşacağı belirlendikten sonra İsrail’in varlığını açıkça reddettiğini göstermek için maçtan çekildiğini açıklaması, dikkatlerin buraya yönelmesinde etkili oldu.

Bu gelişmelerin Arap ve İsrail resmi ve halk tabanında nasıl tepkiler doğurduğunu da incelemek gerekiyor; Cezayirli oyuncu Fethi Nourine ve koçunun maruz kaldığı sert cezalar ile Batı medyasının spora siyaseti karıştırdığı eleştirilerine tepki olarak Cezayirliler, Filistin bayrağını sırtına almış oyuncuyu Cezayir havalimanında sloganlar ve tebrikler eşliğinde sıcak bir karşılamayla karşıladılar. Aynı eleştirilere Batı medyasında Sudanlı oyuncu Muhammed Abdurrasul ve Lübnanlı oyuncu Abdullah Minyatu da maruz kalmıştı.

Maçtan çekilmesi yönünde gelen çağrılara bakmaksızın maça katılmakta ısrarcı davranması, bununla da kalmayıp büyük bir hezimete uğramasına rağmen 2016 Yaz Olimpiyatları’nda İsrailli oyuncu Or Sasson ile tokalaşmayı reddederek net bir siyasi duruş ortaya koyan Mısırlı judocu İslam Eş- Şehabani’nin attığı adımın aksine İsrailli oyuncuyla tokalaşarak seyircileri beraber selamlayan Suudi Arabistanlı Tahani sosyal medyada Arap izleyiciler tarafından şiddetle eleştirildi.

Batı medyası ve olimpiyat spor grupları İsrailli oyuncularla ilgili konularda siyaseti bir kenara koymanın zorunluluğundan bahsetse de Olimpiyat Heyeti’nin kendisinin İsrail konusunda politikadan çok da uzak olmadığı göz önüne alınırsa halkın bu tepkisinin beklenir olduğu ortaya çıkıyor. Tokyo Olimpiyatları tarihinde ilk defa, açılış töreninde “Kara Eylül” Örgütü’nün 1972 Münih Olimpiyat Oyunları sırasında İsrail olimpiyat takımına karşı düzenlediği operasyonda hayatını kaybeden sporcular için bir dakikalık saygı duruşuna tanık oldu. Sadece İsrailli oyunculara dikkat çeken bu törenin koordinatörleri aynı dönemlerde olimpiyatlarda saldırılar sonucu hayatını kaybeden olimpiyat oyuncularını görmezden geldi. Bunun bir örneği 1996 yılında Atlanta Olimpiyatı’nda Eric Robert Rudolph’un attığı bomba sonucu iki kişinin hayatını kaybettiği ve 111 kişinin de yaralandığı saldırı olmasına rağmen görünen o ki bu saygı duruşu, başkaları adına İsrail’e yapılmış bir iltifattan başka bir şey değil.

Yaşanan bu olaylar, Nureddin, Abdurrasul ve Minyatu’nun halk tarafından büyük sevgiyle karşılanması ve Kahtani’nin ağır eleştiriler alması gösteriyor ki, bölge halkları İsrail’le yapılan normalleşmeyi resmi makamlar tam tersi olarak göstermeye çalışsa da tamamıyla reddediyor. Yine, bölgedeki Arap halkları resmi medya ve sosyal medyadaki yazarların İsrail’le spor ilişkilerinin normalleştirilmesi ve karşılaşmanın maçtan çekilmekten daha iyi olduğu yönündeki görüşlerine –ki maçtan çekilmek bir yenilgi değil tam tersi İsraillilerin varlığını hiçe saymak ve bölgedeki varlıklarını kabul etmediklerine işaret eder.- kulak vermiyorlar.

Boykot ve yok sayma hadiselerinin resmi boyutta ve halk tabanında sebep olduğu öfke İsrail’in medya araçlarına yansırken, İsrail ise bu yok sayışın ne demek olduğunu en iyi anlayan taraf oluyor. Yediot Aharonot ve İsrail Hayom Gazeteleri boykot sebebiyle İsrail’de kol gezen öfkeden de bahsederken Aharonot Gazetesi, Uluslararası Olimpiyat Komisyonu’na başvurarak “Kendisini gülünç duruma koymaması için” İsrailli oyuncularla karşılaşmayı reddeden her oyuncuya karşı heyeti kışkırtmaya girişti. Bu da açıkça İsrail’in bu gibi durumlardan ne kadar etkilendiğini, neden her boykotu sert ve abartılı eleştirilere maruz bıraktığını da net bir şekilde ortaya çıkıyor. En son “Ben & Jerry’s” dondurma şirketinin Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerinde ve uluslararası arenada İsrail’in yasadışı olarak işgal ettiği kabul edilen bölgelerde dondurmalarını satmasını durdurarak yaptığı boykotun ardından şirketi şiddetli eleştirilere maruz bırakması örneğinde olduğu gibi…

Bütün bunlar ilk etapta spor şampiyonasında İsrailli bir oyuncunun boykot edilmesi gibi küçük bir adım olarak görülse de İsrail tarafında büyük yankı uyandıran adımlar olduğu aşikârdır. Her ne kadar normalleşenler, bu hareketleri önemsizleştirmeye çalışıp siyaset ve başka şeylerin ayrılmasının zorunluluğundan bahsetse de; İsrail konusunda ne siyaset ne spor ne ekonomi ne de başka konular birbirinden ayrılabilir… İki durumun birbirinden ayrılması gerekiyorsa da bunu başta, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nın açılışında Olimpiyat Komisyonu’nun yapması gerekirdi.

“Bu değerlendirme yazısı Kudüs Araştırmaları Uzmanı Dr. Abdallah Marouf tarafından TRT Arabi için kaleme alınmıştır.”

“Rica: Tercüme ve düzenlenmesi Kudüs’te Bugün ekibi tarafından gerçekleşmiş olup izinsiz paylaşılmaması rica olunur.”